Bergama Gezi Rehberi

Tiyatro

Bergama Tiyatrosu (16), dik bir yamaç üzerinde yükselen etkileyici profili ile Hellenistik Dönem’in en güzel mimari eserlerinden biridir. Bütün akropol yapılarının bu eser çerçevesinde yelpaze şeklinde yer almış olması, onun görkemliliğini ve çekiciliğini bir kat daha artırmaktadır (Şek. 286).
Aynı yamaç üzerinde, Bergama Krallığının daha ilk yıllarında inşa edilen ilk tiyatro yapısından, bugün yalnız polygonal örgülü destek duvarlarının bazı parçaları kalmıştır. Yapı Hellenistik Dönem’deki en kusursuz şeklini, herhalde II. Eumenes zamanında kazanmıştır. Orkestra ve skene kısımlarının yer aldığı dar ve uzun terasın oluşturulması, yani burada 246,50 m. uzunluğunda, ortalama 16 m. eninde bir stoanın inşa edilmesi, bu tür sütunlu stoaların ortaya çıktığı II. Eumenes devrine uygun düşmektedir.
Theatron, yani seyircilerin oturduğu kısım 80 sıralı olup, en üstteki sıra orkestra düzlüğünden 36 m. yüksektedir. Seyircilerin giriş çıkışını sağlamak için theatron iki geniş kuşakla (diazoma) yatay olarak üç bölüme ayrılmıştır; ayrıca 74 cm. genişliğinde basamaklı merdivenlerle alt bölüm yedi parçaya, üstteki bölümler de altışar parçaya ayrılmışlardır. Tiyatro 10 bin kişiliktir. Alt sıranın hemen üstünde ve tam orta yerinde mermerden kral locası bulunuyordu. Öteki sıraların tümü andezittendi. Sahne kısmı Hellenistik Dönem’de ahşaptı ve yalnız oyun günleri kuruluyor, sonra yeniden kaldırılıyordu. Proskenionu ve skeneyi taşıyan ahşap direklerin tutturulmasına yarayan büyük dörtgen delikler, üç sıra halinde bugün de görülmektedirler. Sahne kısmının takılıp sökülen bir ahşap yapı oluşu, Bergama’da birkaç nedene dayanıyordu. Hellenistik Dönem’de mimari yapılar, doğa ile kaynaşarak uyum sağlıyorlardı. Tiyatroda yer alanlar dışarı ile olan ilgilerini kesmek istemiyorlar, oturdukları yerden kenti ve ovayı seyretmeye önem veriyorlardı. Dionysos bayramları, edebiyat, şiir ve müzik yarışmaları ile öteki gösteriler, tiyatrolarda yılın belirli zamanlarında günlerce ve sabahtan akşama değin sürdüğü için doğa ile olan bu sıkı ilişkiye büyük gereksinme de vardı. Sahne kısmının bulunduğu yer aslında Dionysos Tapına- ğı’na giden yolun üstüne rastlıyordu (17). Tapınağa gitmek isteyenler, tiyatro terasının (18) güney yönündeki iki kemerli kapıdan giriyor ve 250 m’lik uzun yoldan yürüyorlardı. Tiyatro terası Akropolün en güzel toplantı ve gezinti yerlerinden biri idi. Yolun batısında 246,50 m. boyunca uzanan Dor düzenindeki andezitten yapılmış stoa, terasa ve dışarıya (batıya ve doğuya) açılıyordu. Yolun doğusunda yer alan ve terasa bakan Dor düzenindeki diğer stoa ise 75 m. uzunluğunda idi (Şek. 286). Böylece BergamalIlar istedikleri zaman, kapalı stoalarda, onların arasında kalan yolda gezinip, sohbet ediyor ve günlük işlerini konuşuyorlardı. Manzarayı seyretmek isteyenler ise ya tiyatronun sıralarında oturuyorlar ya da 246,50 metrelik stoanın batıya açılan yönünden dışarıya bakıyorlardı. Bu nedenlerden ötürü, taştan ya da mermerden bir sahne inşa edip, ayrı güzellikteki bir gezi
yerinin ortasını kapatmak istemiyorlardı.
Sürekli bir sahne oluşturulsa idi, o yapı çok güzel bir eser olan İon düzenindeki Dionysos Tapınağı’nın da görünümünü kapatacaktı.

Profesyonel Turist Rehberi

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Language
Copy Protected by Chetan's WP-Copyprotect.