Efes Gezi Rehberi

Johannes Kilisesi ve Ayasuluk

Ayasuluk Tepesi’nin güney yamacında Johannes Kilisesi bulunmaktadır. Tarihçi Eusebios’tan öğrendiğimize göre Aziz Johannes M.S. 37-42 arasında Jerusalem’den (Kudüs) sürüldükten sonra Meryem’le birlikte Ephesos’a gelir ve Paulus’un öldürülmesinden sonra incilin yazımına burada devam eder. Ölümünden önce son dileği burada bir kilise yapılması ve kendisinin bu kilise içine gömülmesidir. Hıristiyanlığın 4. yüzyılda kabulünden sonra burada onun adına bir kilise yaptırılır ve mezarı bu kiliseye yerleştirilir. Daha sonra bu kilise Byzans dönenünde İmparator Justinianus döneminde (M.S. 527-565) bir bazilikaya çevrilir. M.S. 7. yüzyıldaki Arap akınları esnasında da savunma amacı ile bu bazilikanın etrafı surlarla çevrilir. Sur duvarlarının 20 kulesi ve üç giriş kapısı vardır. Bu üç kapıdan en önemlisi ana giriş kapısı olan ve “Takip Kapısı” adıyla bifüıen güney kapısıdır. Bu kapının inşasında Artemision’dan getirilen yapı malzemeleri kullanılmıştır. Kapının iki tarafında iki kule yer almaktadır. Bu iki kule bir kemer ile bağlanmıştır. Kemerin üzerindeki frizde üzüm toplayan Eros figürleri ve üzüm dallan yer almaktadır. Ayrıca bir lahde ait üzerinde Achilleus figürü bulunan bir kabartına levha yine kapı üzerinde bulunuyordu. Ancak bu levha İngilizler tarafmdan İngiltere’ye götürülmüştür. Bugün Woburn Abbey lviüzesi’nde sergilenmektedir. Bazilikayı çeviren sur duvarları iki yapı evresi göstermektedir. Bunlardan ilki Justinianus dönemindendir ve bu dönemde yapılan inşaat kiliseye teras oluşturmak için yapılmıştır. Duvarların yapıınında sıra ile taş ve tuğla kullanılmıştır. İkinci evre ise M.S. 7-8 yüzyıllar­ daki Arap akınlarına karşı yapılan duvarlardır. Bu duvarların iç kısımları dolgu ve harç maddesi cernentium ile doldurulmuştur.

Toplam uzunluğu 130 m olan Bazilika 40 x 30 m ölçülerinde büyük bir atriun,a sahiptir. Atriumun ortasında sütunlarla çevrili bir alan mevcuttur. Atriurndan dar bir narteks bölümüne, oradan da üç büyük kapı ile üç nefli kilise bölümüne geçilir. Kilise haç planlıdır. Orta ve yan neflerin üzeri 6 kubbe ile örtülüdür. Nefleri birbirinden ayıran sütunlar monolit olup mavi damarlı mermerdendir. Sütun başlıkları üzerinde ise İmparator Justinianus ve karısı Theodora’nın monogramları vardır.

Bu monogramlar kilisenin yapımına imparatorun yardımlarının olduğunun kanıtıdır. Orta nefte bema önünde büyük bir ambon bulunmaktadır. Bemanın altında bir mezar yapısı bulunmaktadır ki bu mezarın Aziz Johannes’e ait olduğu sanılmaktadır.

Kiliseye bitişik olarak 10.-11. yüzyıllarda yapılmış olan bir şapel ve hazine odası, ayrıca M.S. 6. yüzyıla tarihlenen bir baptisterıum eklenmiştir.

Coğrafyacı İbni Batuta’nın belirttiğine göre, bu kilise M.S. 14. yüzyılda zaman zaman cami olarak kullanılmıştır. Narteks bölümünün girişindeki minare kalıntıları bunun bir belirtisidir. Ancak aynı yüzyıl içinde yapılan İsa Bey Camii ile birlikte, kilise cami olarak kullanılmaz olmuş ve yapı olarak önemini kaybetmiştir.

Kaynak

Prof. Dr. Selçuk Gür – İlk İnsandan Selçuklu’ya Anadolu Uygarlıkları (syf: 206 – 207)

Profesyonel Turist Rehberi

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Language
Copy Protected by Chetan's WP-Copyprotect.