İyonyalılar (M.Ö. 1200-546)
İyonya, İzmir ile Büyük Menderes nehri arasında kalan kıyı bölgesinin adıdır. M.Ö. XII. yüzyılda Yunanistan’da yaşayan Akalar göçler sonucunda bu bölgeye geldiler. Batı Anadolu kıyılanında Milet, Efes, Foça, İzmir gibi şehir devletleri kurdular. Bu şehir devletleri kısa zamanda birer ticaret ve sanat merkezi haline gelmiştir. Lidyalılar, İyonyalıların Anadolu ve Ön Asya ile ticaret yapmalarını engellemişlerdir. Bunun üzerine İyonyalılar donanmalarıyla Akdeniz ve Karadeniz’e açılmışlar, koloniler kurarak bugünkü birçok yerleşim yerinin temelini atmışlardır. M.Ö. VII. yüzyılda Lidya’nın eğemenliğine giren İyonya şehir devletleri daha sonra Pers İmparatorluğu’na bağlanmıştır.
İçindekiler
Devlet Yönetimi
Herbiri bağımsız bir devlet olan İyon şehirleri önceleri krallar, M.Ö. 500 yıllarından itibaren asillerin kurduğu oligarşik hükümetler ve en son olarak da demokratik hükümetler tarafından yönetilmiştir. M.Ö. VIII. yüzyıldan itibaren Lidya tehlikesi baş gösterince, devletin başına tiran adı verilen güçlü liderler geçmiştir. İyonlar güçlü askeri filolara sahipti.
Din ve inanış
Diğer Anadolu medeniyetlerinde olduğu gibi İyonlarda da din çok tanrılıydı. İyonlar tanrılarını insan şeklinde düşünmüşlerdir. Hem Yunan hem Anadolu tanrılarına tapan İyonlarda önemli tanrılar Zeus, Athena ve Artemis’ti.
Sosyal ve Ekonomik Hayat
İyonya’da halk daha çok ticaretle uğraşmaktaydı. Bu yüzden halk oldukça zengindi. Efes ve Milet en önemli ticaret merkezleri haline gelmiştir. Denizcilikte ileri gitmiş olan İyonyalılar Kral Yolu’nda egemenliğin Lidyalılarda olması üzerine Akdeniz, Marmara ve Karadeniz kıyılarında ticaret amacıyla koloniler kurdular. Sinop, Samsun, Trabzon bunların en tanınmışlarıdır.
Yazı, Dil ve Edebiyat
İyonyalılar Frigyalılar vasıtasıyla öğrendikleri Fenike alfabesini kullandılar. İyonyalılar alfabenin batıya aktarılmasını da sağlamışlardır. Yunanlılar Fenike alfabesinden alınan çeşitli Yunan alfabeleri içinde en çok İyon alfabesini kullanmışlardır.
Bilim ve Sanat
Anadolu’da bilim faaliyetleri İyonya’da en yüksek noktasına ulaşmıştır. İyonya’da bilimin gelişmesin de etkili olan faktörler şunlardır.
- 1. Denizcilikle uğraşan İyon şehirlerinin zenginleşmesi
- 2. Uygarlıkların kesişme noktasında bulunması
- 3. Bilimle uğraşanların zenginler tarafından desteklenmesi
- 4. Ön Asya’dan gelen ticaret yollarının bitiş noktasında bulunması
- 5. Siyasi birliğin olmaması
İyon medeniyeti her alanda Yunan medeniyetini etkilemiş ve bir anlamda Avrupa medeniyetinin temelini oluşturmuştur.
Miletli Tales M.Ö. 28 Mayıs 585 tarihli güneş tutulmasını önceden hesaplayabilecek kadar matematik ve astronomi bilginiydi. Pisagor ilk kez Dünya’nın yuvarlak olduğunu ileri sürmüştür. İlk deneyi yapan Anaksimandes, kilit ve anahtarı bulan Teodorus, bilimsel manada ilk astronom olan Anaksogaros, atom sözcüğünü bugünküne yakın bir biçimde ilk kez kullanan Demokritus, ünlü bir filozof olan Diyojen, tıbbın temellerini atan Hipokrat, tarihin babası sayılan Heredot İyonyalıdır. İyonya’da özgür düşüncenin varlığı felsefenin doğmasını sağlamıştır. İyonlarda mimari oldukça gelişmişti. M.Ö. VI. yüzyıl da İyon nizamı adı verilen bir yapı tarzı ortaya çıkmıştır. Artemis ve Apollo tapınakları İyon mimarisinin en güzel örneklerindendir. İyonlar heykeltraşlıkta da büyük bir başarı göstermişler, mermerden güzel ve gerçekçi bir stille heykeller yapmışlardır.