Bergama Gezi Rehberi

Athena Tapınağı ve Stoalar

Tiyatro’nun üstündeki terasta inşa edilmiş olan Athena Tapınağı 6×10 sütunlu Dor düzeninde bir yapıdır (Şek. 286, No. 7). Bugün tapınağın temellerinden yalnız bazı parçalar kalmış olmakla birlikte batı kanat kısmen, 1,20 m. yüksekliğe değin korunmuştur. Andezitten yapılmış tapınak iki basamaklı bir krepis üzerinde yükselmektedir. Stylobat ölçüleri 12,72 x 21,77 m’dir. Pronaos ve opisthodomos iki sütun arası derinliğindedir. Pteronun naosa uzaklığı iki sütun arası genişliğindedir. Sütunlar ince, uzundur. Yivler, kabaca işlenmiş ve tamamlanmadan bırakılmıştır. Böylece bunlar şimdi prizmatik biçimdedirler. Her iki sütun arasına üç metop düşmektedir. Sütun ve ar- chitrav (baştaban) parçaları halen Berlin Müzesi’nde bulunmaktadır.
Kentin en önemli tapınağının tanrı kadın Athena’ya ait olması, İzmir, Milet, Erythrai, Foça ve Assos’ta da görüldüğü gibi Batı Anadolu’nun yerleşmiş bir geleneğidir. Bununla beraber, Bergama’daki Athena tapınağının doğrudan doğruya Parthenon örneğine bağlı olduğu açıktır.
Bergama tapınağı Parthenon gibi Dor düzenindedir ve ion tapınaklarının tersine çok basamaklı bir kaide yerine, Dor düzeninde âdet olduğu gibi az basamaklı bir krepis üstünde yükselmektedir. Bergama tapınağının yalnız iki basamağı bulunmaktadır. Bu denli Dor etkisi gösteren bir eser 3. yüzyılın başında Bergama Krallığı’nın kurulduğu ilkyıllarda, Lysimachos’un getirdiği sanat anlayışına göre yapılmış olmalıdır. Böylece Philetairos, Atina Akropolü’nden esinlenerek Dor düzeninde bir tapınak inşa ettirmiş ve onu kentin ana tanrıçası olan Athena’ya sunmuştur. İki sütun ekseni arasına üç metopun düşmesi de tapınağın 3. yüzyılın başına tarihlenmesi gerektiğine işaret etmektedir.
II. Eumenes, Seleukoslar, Galatlar ve MakedonyalIlar ile yaptığı başarılı savaşlardan sonra Athena Tapınağı’nın doğu ile kuzey tarafı boyunca iki katlı stoalar inşa ettirdi (Şek. 286, No. 6). Bunlar Hellenistik stilde yapılmışlardı. Doğudaki giriş (4), dört sütunlu ve iki katlı bir propylondu (Şek. 289). Korunmuş olan parçaların yardımı ile bu güzel giriş kapısı, Berlin Müzesi’nde restore edilmiştir. Bergama’da bugün yalnız temellerin izleri göze çarpmaktadır. Alt kat Dor düzeninde idi. Sütunlar yalnız kabaca işlenmiş olup, sonradan yivlendirilmek üzere bırakılmışlar, fakat hiçbir zaman tamamlanmamışlardır. Ortadaki iki sütun arası Arkaik İon tapınaklarında (Şek.320, 354) ve Atina Akropolündeki Propy- laea’da olduğu gibi, yanlardaki sütun aralarından daha geniş tutulmuştur. Ele geçen parçalarla architrav üzerindeki yazıt kesin olarak şu şekilde tamamlanabilmiştir: “Kral Eumenes’den zafer getiren Athena’ya”.Ortadaki iki sütunun eksenleri arasında beş, yandaki her iki sütun ekseni arasında ise dörder metop bulunmaktadır (Şek. 289). İnce uzun biçimli sütunların kaideleri Attik-İon tarzındadır. Baştaban alçak olup iki fascialıdır. Üst kısmı bir diş sırası ile süslü olan friz çok dardır. Üçte ikisi orijinal parçalar yardımı ile restore edilen friz girlandlarla süslüdür. Girlandlar dönüşümlü olarak, boğa başları ve kartallar tarafından taşınmaktadırlar. Bunların arasında da sunu kapları ile tanrı kadın Athena’nın kutsal baykuşları yer almaktadır. İkinci katın korkuluğu, Galatlar, Suriyeliler ve MakedonyalIlardan savaş ganimeti olarak alınmış olan silahların kabartmaları ile süslüdür. Yuvarlak biçimli ve motiflerle bezeli kalkanlar MakedonyalIlara, oval olanlar da Galatlara aittir. Propylon’daki bu kabartmalar, stoalara ait korkuluk kabartmalarından alınan alçı kalıplarla oluşturulmuşlardır. Alınlık bezemesizdir. Buna karşın yatay geison ile eğimli geison, Magnesia’daki Zeus Sosipolis Tapınağı’nda olduğu gibi, bir diş sırası ile süslüdür (Şek. 335, 337).
Müzedeki tamamlamada akroterler eksiktir. Ayrıca yer yokluğundan propylon, gerçek derinliğinin ancak yarısı kadar gösterilmiştir. Orijinal eserde, alt ve üst katlarda hiçbir ayırıcı duvar yoktu ve sütunların arası serbestçe geçit vermekte idi. Stoaların sütunları da geniş aralıklı olup, her iki sütun ekseni arasında dört metop yer alıyordu. Üst kat İon düzeninde idi ve sütun aralarındaki alt kısımlar silah kabartmaları ile süslü korkuluklarla kapatılmıştı. Baştaban iki fascialı idi. Onun üstünde iki sütun ekseni arasında beş metop ve altı triglyphi olan bir Dor frizi yer alıyordu. Kuzey stoa’yı iki nefe bölen sütunların başlıkları 333 M.Ö. 6. yüzyılda yapılmış olan Massalia Hazine Binası’nın eski Aeol düzenindeki örneklerine benzemekte idi.

Şek. 289 – Bergama ’daki Athena kutsal yerinin propylonu (girişi). Architrav üzerindeki yazıtagöre “Kral Eumenes zafer getiren Athena’ya sunmuştur”. II. Eume- nes dönemi (M.Ö. 197-159). Propylon, kazılar sırasında bulunmuş olan parçaların yardımı ile Berlin Müzesi’nde yeniden inşa edilmiştir (Şek. 286 No. 4).

Athena Temenosu çeşitli ve zengin sunularla dolu idi. Plinius’a(NH, XXXIV, 84) göre Epigonos, Phyromachios, Stratonikos ve Antigonos adlı sanatkârlar, I. Attalos’un ve II. Eumenes’in Galatlarla olan savaşlarını anlatan heykeller yapmışlardır. Burada gerçekten büyük ve yüksek bir kaideye ait olması gereken taş bloklar bulunmuştur. Bu kaidenin üstünde bugün mermer kopyaları ele geçen bazı orijinal bronz eserlerin bulunduğunu düşünmek akla yakın gelmektedir. Söz konusu mermer kopyalardan birisi, karısını öldürdükten sonra kendi göğsüne bıçak saplayan Galatlı Heykel Grubu (Museo delle Terme, Roma) ile “Ölen Galatlı” adı ile anılan heykeldir (Museo Capitolino, Roma). Görülüyor ki bir yandan stoalardaki silah kabartmaları, öte yandan temenos içindeki sunu heykelleri Bergama krallarının başarılarını dile getiriyorlardı. Böylece, kutsal bir yer, Hellenistik Dönem’de politik bir havaya bürünmüş oluyordu. Bununla beraber BergamalIlar savaş başarılarını, Hellen dünyasında Arkaik ve Klasik Dönemlerden beri hüküm süren ince bir duygu anlayışı ile ifade etmesini bilmişlerdir. Kendini öldüren ya da ölmekte olan savaşçıları tasvir eden bu heykellere bakarken, ilk anda bizi BergamalIların zaferi değil yenilgiye uğramış Galatların kahramanca ölümü duygulandırmaktadır.
Tapınağın yanında, Kuzey Stoa’nın önündeki kuyu Hellenistik Dönem’dendir. Avlunun ortasındaki yuvarlak yapı, Otto Brendel ile Harald Ingholt’un belirttikleri gibi, bugün Vatikan’da mermer kopyası korunan Augustus’un bronzdan yapılmış orijinal Prima Por- ta heykelinin kaidesi olmalıdır.

Kaynak :

Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal – Anadolu Uygarlıkları (syf: 333-335)

Profesyonel Turist Rehberi

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Language
Copy Protected by Chetan's WP-Copyprotect.