Bağdat Köşkü
Bağdat Köşkü Bağdat Köşkü’nün inşasına Sultan IV. Murad, 1638 Nisan’ında Bağdat Seferi’ne çıktığında başlanmıştır. 1639 Haziran’ında Sultan IV. Murad İstanbul’a döndüğünde tezyinatı bitirilemediği için tamamlanamamış olan köşk, padişahın 8 Şubat 1640’ta gerçekleşen ölümünden sonra bitirilebilmiştir. Bu yapı, köşk mimarisinin en özgün ve güzel örneğini teşkil eder. Sekizgen planlı olan bu köşkün temelinde yedi metre yüksekliğinde kalın kemerli taş ayaklarla tonozlu bodrum katı yer almaktadır. Girintilerin üçünde birer kapı, dördüncüsünde ocak, eyvanlarda altta ve üstte dörder pencere bulunmaktadır. Klasik üslupta sedir ve yastıklarla döşeli olan eyvanların duvarlarında 15. yüzyıla ait yeşil ve mavi İznik çinileri ile kaplanmış nişler vardır. Kubbenin bitkisel nakışları o dönemin üslubuna uygun olarak ceylan derisi üzerine işlenmiştir. Pencere ve dolap kapakları abanoz üzerine sedef, bağa ve fildişi kakmalıdır. Bağdat Köşkü’nün mimari açıdan kendine özgü parçalarından biri klasik ocağıdır. Ocağın içi yangına karşı bir önlem olarak kurşunla kaplıdır. Ocağın hemen iki yanında üzerinde kuş figürleri bulunan çok özel çiniler yer alır. Hükümranlık sembolü olan tombak kafesli top askı ile Fransa Kralı XIV. Louis tarafından armağan edilen gümüş mangal, bu köşkte bulunan diğer önemli eserlerdir. Topkapı Sarayı’nın en iyi korunan yeri olan bu köşk, saltanatın son döneminde Bakanlar Kurulu’nun (Meclis-i Vükela) toplantılarına ev sahipliği yapmıştır.