III. Avlu (Enderun Avlusu)
Enderun Avlusu, kale içindeki bir iç kale gibidir. Kârgir yapılarla çevrelenmiş olan avlunun kapıları kapatıldığında, buraya girilmesi mümkün değildir. Avlu, daha çok koğuşların bulunduğu bir mekândır ve alanı yaklaşık dokuz dönüm kadardır. Babüssaâde’den girilen avluda ilk karşılaşılan yapı Arz Odası’dır. Arz Odası’nın hemen arkasına düşen yerde III. Ahmed Kütüphanesi, avlunun sağ yanında Enderun Mektebi, Meşkhâne, Seferli Koğuşu, Fatih Köşkü ve Sultan II. Selim dönemine ait bir hamam kalıntısı bulunmaktadır. Avlunun sol yanında ise Mukaddes Emanetler’in saklandığı dört kubbeli Has Oda (Hırka-i Saadet Dairesi), Has Oda Koğuşu, Ağalar Camii, Babüssaâde’nin iki yanında Büyük ve Küçük Oda Koğuşları, Akağalar Koğuşu ve Kuşhâne, karşıda ise Hazine Koğuşu, Silahdar Hazinesi ve Kilerli Koğuşu bulunmaktadır. Arz Odası Arz Odası, Dîvân’da kararlaştırılan hususların sadrazam tarafından padişaha arz edildiği yerdi; adını da bu faaliyetten almaktaydı. 15. yüzyılda resmî kabuller için Fatih Sultan Mehmed’in emriyle yapılan bu mekân, günümüzdeki biçimini 16. yüzyılda almış, 19. yüzyıl sonlarına kadar da çeşitli onarımlar görmüştür. 1509 İstanbul depreminde tahrip olan Arz Odası, Kanuni Sultan Süleyman döneminde yeniden yapılmıştır. Sultan Abdülmecid zamanında çıkan Saray yangınında oda yanmış ve bu yangından geriye odanın sedir tahtı ile tunç kaplamalı ocağı kalmıştır. Bundan sonra yapılan tamirlerde Arz Odası eski ihtişamından uzak süsleme ve nakışlarla kaplanmıştır. 1946’da esaslı bir şekilde restorasyona tâbi tutulmuştur. Padişahın, Dîvân toplantılarından sonra Sadrazamla birlikte kararlaştırılan hususları müzakere ettiği bu mekân, aynı zamanda devlet büyüklerinin, elçilerin ve ulemanın kabul edildiği yer olarak işlev görmüştür. Arz Odası, bir anlamda Saray’a gelen padişah misafirlerinin kabul salonu olduğu için padişahların ilgisine mazhar olmuş ve İmparatorluğun ihtişamını sergilemesi için çaba sarf edilmiştir. Ancak Sultan Abdülmecid dönemindeki yangının öncesinde Arz Oda’sının sahip olduğu ihtişamdan bugüne kalan tek nişane, odanın Bâbüssâade’ye bakan cephesinde bulunan çeşmedir. Kanuni Sultan Süleyman devrinde yapılan bu çeşmenin üzerinde yer alan kitabede, çeşmenin “Divan üyelerine sonsuz ab-ı hayat olması” temennisi yazılıdır. Arz Odası’nın ikisi Bâbüssaâde, biri de Enderun avlusuna açılan üç kapısı vardır. Bunlar Maruzat Kapısı, Pişkeş (hediye) Kapısı ve Hükümdar Kapısı’dır. Padişaha arzda bulunacak olanlar Maruzat Kapısı’ndan odaya girerlerdi. Yabancı elçilerin yanlarında getirdikleri hediyeler önce bu kapının önüne bırakılır, daha sonra da bu kapıyla arasında büyük bir pencere bulunan PişÜçüncü Avlu (Enderun Avlusu) keş Kapısı’ndan odaya alınırdı. Bâbüssaâde’den Arz Odası’na doğrudan girildiği hâlde arka kapısından Enderun avlusuna bir çift merdivenle inilmesi, Bâbüssaâde’nin bulunduğu yerin Sarayburnu’nun en yüksek noktası olduğunu gösterir. Arz Odası’nın ön cephesi muazzam çini panolarla süslüdür. Arz Odası’nın içinde padişahın mutlak otoritesini sergileyen unsurlar göze çarpar. Odaya girildiğinde tam karşıda, padişaha ait baldaken taht (dört sütuna oturan kubbe veya tonozla örtülü sedir-taht), ocak ve muhteşem bir kubbe vardır. Dışarıda olduğu gibi içeride de bir çeşme bulunur. Sultan III. Mehmed devrinden kalan tahtın dört burmalı sütunu vardır. Sütunların taşıdığı kubbe lake süslemelerle, çeşitli hayvan ve bitki motifleriyle kaplıdır. Süsleme aralıklarında değerli taş kakmaları kullanılmıştır. Arz Odası’nda bulunan taht örtüleri, işlemelerinde kullanılan değerli maden ve taşlardan dolayı oldukça kıymetlidir. Elçi kabullerinde, gelen elçilerin önemine göre değiştirildiği bilinen bu örtüler, günümüzde Saray’ın hazine bölümünde saklanmaktadır.
ENDERUN
Topkapı’da Bâbüssaâde’den itibaren Enderun kısmı başlar. Farsçada “sarayın iç kısmı” anlamına gelen Enderun, padişah ve hizmetindeki ak hadımlar ve Saray ağalarının yaşadığı, Saray eğitimi yapılan bir avlu etrafındaki koğuşlardan oluşur. Avlunun ortasında Arz Odası denilen ve padişahın elçileri, vezirleri ve özellikle de sadrazamı kabul ettiği bina vardır. III. Ahmed’in yaptırdığı zarif bir mücevher kutusu gibi duran kütüphanenin yanı sıra Osmanlı padişahlarına ait değerli eşyaların sergilendiği Hazine Köşkü de bu mekânda bulunmaktadır. Ayrıca Has Oda / Mukkades Emanetler Dairesi de Saray’ın Enderun kısmında yer almaktadır.